18 Mart 1915 - Kaderin değiştiği gün...
18 Mart 1915 sabahı saat 10:30’da çok uzun zamandır Çanakkale’yi geçmeye çalışan İtilaf Devletlerinin İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan filosu 18 savaş gemisi ile boğazı geçmek için son ve büyük bir saldırı başlatıyordu.
14 Şubat 1915’te Osmanlı Devleti’nin kuruluş haritasındaki Plüton’un tam üzerinde bir Güneş tutulması olmuş, 1 Mart 1915’te de Satürn’ün üzerinde bir Ay tutulması ona eşlik etmişti. Yani büyük zorluklar, fedakarlıklar ve mücadele ile gelecek büyük bir dönüşümün, adeta işaret fişeği fırlatılmıştı.
18 Mart akşamı 19:30 sıralarında, büyük mücadele sonlandığı, İtilaf Devletleri büyük kayıplarla geri çekilmek zorunda kaldığı ve burayı deniz yoluyla geçemeyeceğini anladığında; aynı Satürn gökyüzündeki Merkür ile hava elementinde uyumlu bir açı yapıyor ve ileride kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin Satürn-Merkür kavuşumu ile de büyük bir üçgen oluşturuyordu. Yani o gün, ileride kurulacak yeni devletin kaderinin de yazıldığı gün olmuştu.
O zaman yönetimde olan yerli yabancı yetkililerin, komutanların bilmediği şey ise daha önce o bölgede görev yapmış, İlyada’yı Odesa’yı okumuş, Troya Savaşı’nın yapıldığı yerleri merak edip karış karış gezmiş, bölgede olabilecek bir savaşın nasıl gelişebileceğine çok önceden kafa yormuş bir askerin Mustafa Kemal Bey’in 25 Şubat 1915’te kendi isteği ile dahil olduğu bu savaşta, sadece bilgisi ve stratejik, analitik düşünme kabiliyeti ile savaşın kaderini değiştireceği, ileride kurulacak o yeni devletin öncüsü ve cumhurbaşkanı olup tarihe başka hiç kimsenin bırakmadığı kadar büyük bir iz bırakacağı idi.
Kendi sözlerinden: “Siperler arası 8 metre. Yani ölüm muhakkak. 3 dakika önce gelen bölüğün tamamı şehit olmuş. Yeni gelenler bunu biliyor ve bir 3 dakika sonra kendisinin de şehit olacağının farkında ilerliyor. Ama ne ilerleme! Bir an bile sarsılma, durma, geriye bakmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur'an okuyor bilmeyenler kelime-i şahadet getiriyor. Az sonra öleceğini bile bile gözünü kırpmadan şahadete gidiyor. İşte Çanakkale Savaşlarının zaferle sonuçlanmasını sağlayan şey milletimiz ve onun askerindeki bu yüce ruhtur.” Elbette bu sözler 18 Mart sonrası kara muharebesi ile ilgili söylenen sözler. Ama oradaki ruhu çok iyi yansıttığı için paylaşmak istedim.
Milletimize sonuna kadar inanmış, güvenmiş büyük Atamıza, bütün kurtuluş mücadelesi boyunca canlarını feda etmiş tüm şehitlerimize ve emeği geçen kadın-erkek herkese sonsuz bir saygıyla, hepsinin ruhu şad olsun.
