21 yıl önce bugün...

21 yıl önce bugün 14 Mart 2003’te Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Türkiye’nin 59. Hükümeti kuruldu. Erdoğan ilk kez yürütmenin en tepesine oturuyordu. Bu hükümetin kuruluşu, 3 Kasım 2002’de yapılan genel seçimlerin hemen ertesinde; AKP Genel Başkanı RTE’nin “siyasi yasaklı” olması nedeniyle 18 Kasım 2002’de Abdullah Gül başkanlığında kurulan hükümetin üzerinden 4 ay bile geçmeden ve o arada olan bir sürü bol aksiyonlu olayın sonucu gerçekleşebilmişti.

Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 2002'de 79. yaşını doldurmuştu. Astrolojik olarak Türkiye 8. Ev konularının gündemde olacağı bir yıla girmişti, yıl yöneticisi bir önceki yıl gibi Satürn’dü. Hemen 5 gün sonra 3 Kasım 2002’de genel seçimler yapıldı. Toplam oyların %34,3’ünün alan, kuruluşundan daha 1,5 yıl bile geçmemiş, taze parti AKP meclisteki milletvekillerinin %66’sını almaya hak kazandı. Toplumun %46,33’ü yani neredeyse yarısı %10’luk seçim barajı yüzünden mecliste temsil edilememişti. Satürn deyince aklımıza kısıtlanma, sınırlanma, zorlanma gelir, çok da şaşırtıcı değil. Seçimlerde yıl yöneticisi Satürn tam da Türkiye’nin halkını temsil eden İkizler’deki Ay’ının üzerindeydi. Ay=Halk, Satürn=Kısıtlanma, İkizler=İfade. Halkın kendini ifadesinin kısıtlanması.

Bundan sonraki birkaç ayda olaylar hızla gelişti. 7 Aralık 2002’de RTE’nin siyasi yasaklı konumunu kaldıracak şekilde bir anayasa değişikliği yapıldı [Cumhurbaşkanı Necdet Sezer bu yasa teklifini veto etti ama tabii bir faydası olmadı, tekrar kabul edildi ve o da onaylamak zorunda kaldı] sonra da bir ilde milletvekili kalmaması halinde 90 gün içinde yeni seçim yapılması kanunu kabul edildi. Üstelik bütün bunlar sadece AKP milletvekillerinin onayı ile değil CHP’nin yani muhalefetin de desteği ile oldu. Türkiye’nin muhalefeti temsil eden 4. Ev’inde Terazi Burcundaki Satürn’ün yıl yöneticisi olduğunu o sırada gökyüzünde İkizler’deki Satürn’den destek aldığını buraya not olarak düşelim. Halkı kısıtlayan Satürn, muhalefete destek vermeyi simgeliyor. Ne kadar çelişkili değil mi? Türk halkını temsil eden Ay’ın 12. Ev’de ve İkizler’de oluşu, yani kapalı kapılar ardında kimseye sesini duyuramaması böyle çalışıyor işte. O yüzden her şeyi kendi aramızda konuşup duruyoruz ama sanki yönetimler halkı duymuyor. Oysa yöneticiler kimden çıkıyor, yine halktan. 12. Ev böyle işte. 12. Ev aynı zamanda gizli düşmanları temsil eder. Türk halkının en çetin düşmanı yine kendisi ne yazık ki.

Bu arada AKP ise YSK’ya Siirt’te yapılan seçimlerde olan bir usulsüzlük nedeniyle seçimini iptali için başvuru yapmıştı. Bu başvuru da 2 Aralık’ta kabul edilmişti. Yani Siirt’te yeniden seçim yapılması ve RTE’nin milletvekili olarak meclise girmesi için yoldaki bütün taşlar temizlendi. Aralık ayı boyunca ay yöneticisi yasal mercileri temsil eden Jüpiter’di. Gökyüzündeki Jüpiter Aslan burcunda, Türkiye’nin Neptün’ü üzerindeydi. Neptün hayaller, aldanmalar, komplolar, sahtekarlıklar; Jüpiter fikirler, düşünceler, hukuk ve yargıçlar; Aslan ise en basit tabiri ile ego, hedefler, amaçlar ve tabii liderler. Parçaları birleştirmeye gerek bile yok sanırım, öyle değil mi? 20 Kasım’da Türkiye’nin Jüpiter’ine karşıt bir tutulma olmuş, 4 Aralık’ta da olan bu olayları kolayca akacağını simgeleyen başka bir tutulma gerçekleşmişti. Çoğu zaman olduğu gibi tutulmalar olan olayların akışını simgeleyen sembollerle doluydu.

9 Mart 2003’te Siirt seçimleri yenilendi. Daha önce milletvekili seçilen AKP’li Mervan Gül, nedense bu kez aday olmamayı tercih etti. Onun yerine aday olan RTE milletvekili olarak TBMM’ne girmeyi başardı. 58. Hükümet yani Abdullah Gül ve ekibi 11 Mart’ta istifa etti. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer hükümeti kurma görevini AKP Genel Başkanı ve artık milletvekili olan Recep Tayyip Erdoğan’a verdi, Erdoğan 14 Mart 2003’te hükümeti kurdu. İlginç olan o günlerde ay yöneticisi Merkür’ün Balık burcunda olması ve daha da önemlisi büyük değişimleri simgeleyen en önemli kolektif gezegenlerden biri olan Uranüs’ün 11 Mart günü Balık burcuna girmesiydi yani Türkiye, tamamlanması 84 yıl süren Uranüs döngüsü yörüngesine o gün adım atmıştı. Türkiye’nin Balık burcunda olan Uranüs’ü önemli bir sembol çünkü yönetimleri simgeleyen MC noktasına ve konfor alanı olan Güney Ay Düğümüne de çok yakın. Balık burcu maneviyatı, ruhsallığı, kendini bir konuya adamayı, şehitliği, katı gerçeklikten kaçışı ve geçmişten kopma arzusunu da temsil eder. Yani ülkemizin dönüşümünün bu alanlardan geleceği açık. 14 Mart 2001 işte ülkemiz tarihinde bu kadar önemli bir gündü.

Şimdi de hatırlarsınız, Satürn Balık burcunda. Yani bu kez hem halkı hem yönetimleri hem dini hem kültürel konulardaki kısıtlamaları gösteriyor. Bizi o konfor alanından koparmak ve o enerjiyi daha sağlıklı bir şekilde kullanmamız için desteklemeye, yol göstermeye çalışıyor.  Özellikle tıp, ziraat ve kültür-sanat alanında dünyaya çok büyük katkılar yapabilecekken bambaşka şeylerle oyalanmamız üzücü ama şu anki gerçekliğimiz bu maalesef. 31 Mart seçimlerinde o Satürn tam da bizim Uranüs’ümüzün üzerinde olacak. Daha da acayip olan hem yıl yöneticisi hem de 31 Mart’ta ay yöneticisi olan Mars da Balık burcunda ve Satürn’ün yanında olacak. Üstelik; inanılır gibi değil ama daha bitmedi, 25 Mart’ta tam bizim Mars’ımızın üzerinde bir parçalı tutulma oluyor. Yani bu seçim öyle böyle değil çok ama çok önemli ve büyük olaylara gebe, aşama aşama kendini gösterecek, belki yine yasal konuların da gündeme gelme olasılığı yüksek bir seçim gibi görünüyor. 8 Nisan’da olacak tutulmanın da Türkiye’nin yönetimi temsil eden alanında olacak olması ve Koç burcundaki Kiron üzerinde olması da cabası. İki tutulma arasında olacak olan bu seçime medyada ve sosyal medyadaki manipülasyonlar ve sert, çatışma içeren ifadeler damgasını vuracak gibi, umalım da Türk halkı gerçeklere doğru büyük bir adım atabilsin, önce kendi kendini duyabilsin ki sesini duyurabilsin.  

Fotoğraf: Anadolu Ajansı – 59. Hükümet üyelerinin 23 Mart 2003’te TBMM’de güvenoyu aldıktan sonra Anıtkabir ziyareti.