top of page

Google Gemini ve İkizler, Yay Etkisi


Google Gemini ürününü piyasaya sürdü. Aslında Mayıs 2023’te bir ön lansman yapmışlardı. Ama biz hala daha İkizler dolunayının etkisindeyken, Gemini (İkizler) adındaki ürün piyasaya çıktı. Harika değil mi?


Elbette olay bu kadar basit değil çünkü sistemde büyük döngüler, adeta altındaki elemanlara görev verir gibi kendinden küçük döngülere yol aça aça büyük değişimleri, geniş çaplı yönelimleri yansıtıyorlar. Plüton-Eris, Plüton-Neptün, Plüton-Uranüs, Uranüs-Neptün gibi döngüler sistemde büyük çaplı çalkantılar yaratarak dönüşümün ilk adımlarını atıyorlar.


Örneğin Plüton-Eris döngüsü, iki gök cisminin de karmaşık yörüngelerinden dolayı tam tutarlı olmamakla birlikte 450 yıl civarında yönelimleri simgeliyor. Milattan sonra bu kavuşumlar Koç ile başlamış, 837’de, 1310’da Balık burcunda olmuş ve en son 15 Aralık 1756’da Yay burcunda olmuş. Yay deyince aklımıza ilk gelen özgürlük, uluslararası olma, dünyaya açılma, uzaklara seyahat edebilme, yüksek öğrenim, yayıncılık gibi konular ve Jüpiter’in yönetiminde bir burç. Yani büyüme, genişleme ile ilgili. Nitekim o dönemden sonra Fransız Devrimi oluyor. Devrimin sloganı neydi? “Liberté, égalité, fraternité”: Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik. İşte Plüton ve Eris bu dönemin adımlarını atıyordu. Her ikisi de çatışma ile sistemin kökten değişimini simgeleyen bu iki gök cismi bir araya geldiğinde, yine bir İkizler dolunayı dönemi idi. Ve insanlara yol gösteren Jüpiter Venüs ile birlikte Akrep burcunda yerleşmişti. Yol kökten bir değişime gidiyor gibi görünüyordu, hem de hayatın her alanında. İlişkiler, para yönetimi, doğum-ölüm süreçleri de dahil. Doğum yani yaşam, ölüm yani özellikle savaşlar ve hastalıklar.


Nitekim bundan sonra binlerce yıldır belli bir elit gruba ait kalan bilgi, Fransız Devriminin de etkisi ile halka inecekti. Devrimde kraliyet ailesinin kafalarının giyotinle kesilmesinden korkan Avrupalı soylular; zorunlu eğitim denilen şeyi ortaya atarak, uyanmış olan ayak takımının belli ideolojilere göre eğitilmesinin kafaların kesilmesini engelleyeceğini düşünecek ama eğitilen halkların uzun yıllar sonra yönetimin hâkimi olacağını ve “egemenliğin kayıtsız şartsız millete” geçeceğini belki de hesaba katamayacaklardı. Eğitime ek, sağlık, bebek ölümlerinin azaltılması, seyahat özgürlüğü, evlilikler, insanların iletişim şekli gibi büyük ve köklü değişimler kapıdaydı. O dönem toprak elementinin hâkim olduğu dönemdi ve gerçekten ülkeler değişti, büyük savaşlar geldi, bankacılık halka indi, seyahatler önce trenle sonra uçakla iyice yaygınlaştı, üniversite eğitimi halka indi. Yani Yay enerjisi topraklandı. Şimdi hava elementi hâkim, 1981’de ayak sesleri duyulan bu süreç önce bilgisayarları yaygınlaştırdı, sonra internet ve akıllı telefonlar geldi. En son Kova (ileri teknoloji) devreye girdi ve artık yapay zekâ dönemi geliyor.


1756 enteresan bir yıl; çünkü meşhur 7 yıl savaşlarının da başlangıç yılı. Kendini her zaman dünyanın merkezi gören Avrupa’nın aslında 1. Dünya Savaşı diyebiliriz. Sömürgeciliğin tadını almış ülkeler bir üstünlük yarışına girmişti ve İngiltere bu savaşın galibi oldu. Günümüzde görüyoruz ki bayağı törpülenmesine rağmen, etkin bir şekilde ayakta kalan tek kraliyet hala Birleşik Krallık. Bu savaş sonrası Fransa zayıflamış, İngiltere Kuzey Amerika ve Hindistan’ın hâkimi olmuştu. İngilizcenin dünyanın ortak dili olmaya doğru giden yolunun da başlangıcıydı herhalde. Zayıflayan Fransa için ise devrime giden yolu açan dönemdi bu. Yani aslında bir anlamda kötü gibi görünen olayların ileride yükselişlere neden olabileceğini düşünebiliriz.


Bütün bunların İkizler ve Gemini ile ne ilgisi var diyeceksiniz? Öncelikle İkizler hava elementi bir burç ve Yay ile de karşıt duruyor. İkizler bilgiyi üretirken, Yay onu yayıyor gibi düşünebiliriz. Ya da Yay yükseklere çıkarken İkizler onu halk seviyesine indiriyor.


Plüton’un özellikle uzak gezegenlerle yaptığı kavuşumlar çağ değişimlerine neden oluyor. Neptün ile son bin yıldaki kavuşumlarının hep İkizler Burcunda olması da içinde bulunduğumuz süreçleri çok iyi anlatıyor. 1398’de İkizler burcundaki kavuşumları rönesans ve reform kapılarının açıldığı dönemlerdi ve matbaanın bulunması din reformunu kaçınılmaz hale getirmişti. Kutsal kitaplar özel insanların okuyup yorumladığı şeyler olmaktan çıktı. 1891’deki son kavuşumları ise yine İkizler burcunda oldu ve sinemadan televizyona, oradan akıllı telefonlara, şimdi yayın platformlarına ve yapay zekâ ile yaratılan sanal dünyalara geldik. Yani İkizler-Yay karşılıklı çalışıyor; bilgi artıyor (İkizler) ve insanlar uyanıyor (Yay). Daha alt döngüler; Satürn ve Jüpiter kavuşumları da buna destek veriyor. Son iki yüz yıl boyunca toprak elementinde kavuşmuşlardı, alt yapıların oluşturulması dönemiydi. 1981’de başlayan süreçte hava elementinde kavuşmaya başladılar, hayatımıza bilgisayarlar girdi. En son Aralık 2020’de Kova burcunda kavuştular ve sonuçları görüyoruz, teknoloji iyiden iyiye hayatımıza hâkim oldu. Toplantılarımızı, alışverişlerimizi bile artık internet üzerinden yapıyoruz. Yakında avatarlarımızla kendimize bambaşka kimlikler yaratarak videolar falan çekebileceğiz herhalde.


Lafı çok uzattım, daha fazla detaya girmeyeyim; son olarak Google Gemini’dan önce Gemini ile ilgili enteresan bir eş zamanlılık da var, ondan bahsedip bitireceğim. NASA’nın 1961 ile 1966 arası dünya yörüngesine yolladığı 12 insanlı uzay aracının ait olduğu programın adı: Gemini Projesi. Üstelik ABD’nin uzaya insan yollama çabasının ilk programının adı Merkür projesi, o da 1958’den 1963’e kadar sürüyor, hatırlarsınız uzaya maymun yollamışlardı. (Acı ama gerçek!) Bu uzay araçlarının ilk neslinin adları Mercury (Merkür), sonraki neslinin adı da Apollo. Zaten aya ayak basan aracın adı da malum Apollo 11. Mitolojide Merkür’ün Apollon’un öküzlerini çaldığını hatırlayalım. Hem kardeşler hem hasım. Merkür astrolojide İkizler’in yani “Gemini”ın yöneticisi ve iletişimin, haberleşmenin semboliği.


Çok ilginç değil mi? Yörüngeye atılan araçlar ile şimdi biz Google Gemini’a ulaştık. Ömrümüz bu dönemin ilerleyen zamanlarını görmeye yetmeyecek ama kim bilir 2300’lere kadar daha neler olur? Neyse en azından önümüzdeki 20 yılı yaşarsak, Plüton artık Kova’ya giriyor, absürt ileri teknolojileri görebiliriz belki de. Kim bilir?

Featured Posts
Check back soon
Once posts are published, you’ll see them here.
Recent Posts
Archive
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page